34,7999$% 0.27
36,8294€% -0.07
44,4413£% -0.01
2.942,59%0,29
4.889,00%0,43
10.081,00%1,46
Sorunları ele alırken hep sadece sonuçlarını irdelemeye alışığız halbuki sonuçları yaratan sebepleri de ele almalıyız.
Mevcut koşulları yaratan sebepleri anlarsak çözüm yolları hakkında da fikir yürütür, beyin fırtınası yaparak tedbirler ve çözümler geliştirebiliriz.
Bir hastalığa doğru teşhis konmadığında yazılacak reçetenin tedavi edemeyip, hastayı iyileştirmeyeceği gibi.
İkinci olarak konuları değerlendirirken dünyadaki gelişme ve trendleri incelememiz daha sağlıklı tespit ve değerlendirmelerde bulunmamızı sağlayacaktır.
Bu düşünce metodoloji ile gelin son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ortamına rağmen kdv artışlarının sebebini inceleyelim.
Türkiye’deki dolaylı vergi artışlarını dünya ile kıyaslayladığımızda kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve gelir dağılımındaki eşitsizlik gözümüze çarpıyor.
Dolaylı vergiler, mal ve hizmet tüketimi üzerinden alınan vergilerdir ve bu vergilerdeki artış, son yıllarda Türkiye’de belirgin bir şekilde görülmektedir. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) gibi dolaylı vergiler.
Türkiye’deki toplam vergi gelirlerinin %65- 76 arasında bir oranını oluşturmaktadır. Gelişmekte olan Güney Amerika’daki ülkelerde de dolaylı vergilerin oranının %60 üzerinde olduğunu görüyoruz.
Bu yüksek oran, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazla dolaylı vergi topladığını ortaya koyuyor. Örneğin; Almanya, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde bu oran %30 seviyesinde. OECD ortalaması ise yaklaşık %45.
Kayıt dışı ekonominin yaygın olduğu bu ülkelerde devletler, bütçe açıklarını kapatmak ve altyapı yatırımlarını finanse etmek için dolaylı vergilere yüklenmek zorunda kalıyor. Dolaylı vergiler, ekonomik büyümeyi finanse etmek ve kamu harcamalarını karşılamak için kullanılıyor.
Peki, gelişmiş ülkeler neden dolaylı vergileri daha düşük tutabiliyor?
Gelişmiş ülkeler, vergi toplama oranlarının yüksekliği ile dikkat çekiyor, yani kayıt dışı ekonomileri yok denecek kadar az ve düzgün vergi toplayabiliyorlar.
Örneğin Japonya, Kanada ve İsviçre gibi ülkelerde vergi toplama oranları %97-99 arasında değişiyor. Bu yüksek oranlar, devletlerin dolaylı vergilere olan bağımlılığını azaltıyor. Dolayısıyla, KDV oranları bu ülkelerde oldukça düşük seyrediyor: Japonya’da %10, İsviçre’de yüzde 7.5 ve Avustralya’da %10.
Vergi toplama sistemlerinin etkinliği sayesinde, bu ülkeler gelirlerini daha adil bir şekilde topluyor ve vatandaşların alım gücünü koruyabiliyor.
%25 KDV uygulanan Danimarka, İsveç ve Norveç gibi İskandinav Ülkelerinde ise refah devlet sosyal gereklilikleri yerine getirmek adına yüksek KDV toplanıyor. Halkın alım gücü yüksek olduğu için ve yaratılan fon eğitim ve sağlık gibi alanlarda kullanıldığı için destek bile görüyor.Gelir dağılımı dengeli olduğu için vergi yükü de adil bir şekilde dağıtılabiliyor.
Türkiye’de dolaylı vergilerin yüksek olmasının bir diğer sebebi, kayıt dışı ekonominin büyüklüğüdür. Kayıt dışı çalışanların oranı yüksek olduğu için, doğrudan vergi (gelir vergisi, kurumlar vergisi) tabanı daralmaktadır. Bu durumda devlet, vergi gelirlerini artırmak için dolaylı vergilere yöneliyor. Ancak bu durum, gelir dağılımı adaletsizliğini de artırmaktadır. Çünkü dolaylı vergiler, her tüketici tarafından eşit olarak ödenirken, geliri düşük olan kesimler için daha büyük bir yük oluşturuyor.
Örneğin bir memur veya işçi, maaşının büyük bir kısmını dolaylı vergiler yoluyla devlete öderken, kayıt dışı faaliyet gösteren bir iş insanı veya şirket, doğrudan vergi ödemekten kaçınabiliyor. Bu durum, düşük gelirli kesimlerin daha fazla vergi öderken, zenginlerin vergi yükünden kaçınmasına neden oluyor. Böylece zenginler daha zenginleşirken, düşük gelirli kesimlerin alım gücü daha da azalıyor, gelir dağılımı bozulurarak toplumsal adaletsizliklere yol açıyor.
Dünyadaki örneklerde gördüğümüz gibi, vergi toplama kapasitesinin artırılması, kayıt dışı ekonominin küçültülmesi ve doğrudan vergilerin genişletilmesi, daha adil bir vergi sistemi oluşturmanın anahtarı olabilir.
Vergi reformları ve etkin vergi denetimi, devletin doğrudan vergi gelirlerini artırarak dolaylı vergilere olan bağımlılığı azaltabilir. Bu da hem enflasyonla mücadelede etkili olabilir hem de gelir adaletini sağlayarak toplumun genel refahını artırabilir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin vergi sistemini iyileştirmek ve gelir dağılımını dengelemek için, gelişmiş ülkelerin vergi toplama stratejilerinden ve reform politikalarından ders çıkarması gerekmektedir.
B. Eran TAPAN
Yakıştı mı Bahçeli – Barbaros Siral
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.