Mavi deniz kara ölüm – Metin İmer

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

O kadar mavi, o kadar derin denizlerdeyim ki battıkça çıkmak istemiyorum yeryüzündeki kirliliği görmek istemiyorum artık.
Sadece kuşların öttüğü sessizlik ve huzur dolu ormanlarda geceleri uyumak istiyorum artık.
Artık sabah erkenden kalkıp birilerinin cebini doldurmak ve emeğimi yıllarca sömürtmek istemeden doya doya huzurla bir köy evinde ya da bir dağ evinde serin rüzgarın esintisiyle uyumak istiyorum.
Artık bizi esir alan arabaları ve sahte mutlulukları görmek istemiyorum.
Kredi kartlarıyla bizi soyup soğana çeviren AVM’lerde artık alışveriş yapmak istemiyorum.
Başımı kaldırdığımda gökyüzünde değil de devasa gökdelenleri, rezidansları artık görmek istemiyorum, içimden onları yıkıp ağaç dikmek istiyorum.

Ey insanlar artık üremeyin.
En az üç çocuk yapın diye fakirleri kandırıyorlar.
Plastik poşet, teneke araba, silah üretmek, beton binalar dikmek için ormanlarınızı yok edip yeraltında bir avuç altın ya da uranyum, ya da bakır için meyve veren ağaçlarınızı, sebze veren bahçelerinizi, tarlalarınızı imha ediyorlar.
Bunları yaparken de ABD filmlerinde gözünüzün içine soka soka son model silahlar, bahçeleri olmayan devasa binalar, lüks otomobil ve telefonlarla sizleri yani bizleri pembe sahte dünyanın içine çekiyorlar. Bunları üretirken de kendi çocuklarını değil de fakir çocukları çalıştırıp sömürecekler.
Kendileri villalarda, köşklerde lüks yaşamları için ormanları talan ederken sizler gecekondularda çocuğunuza doğal süt, tereyağ, yumurta, et, meyve, sebze ve kuru yemiş alacak paranız olmayacak, çocuklarınızın beyni gelişmeyecek.
Silah tacirleri savaş çıkartıyorlar.Savaşa kendi çocukları gitmiyor. savaşın kazanan tarafı olmaz. Ölüm, sakatlıktır sonucu. Atılan bombalar doğadaki tüm canlıları yok eder aynı zamanda.
Yani üç çocuk derken biri fabrikalarda köle, diğeri savaşlarda ölen olacak. Kalan çocuk da yedekte tutulacak.
Bu tuzağa düşmemek gerekir. Üremez isek onların oyunu bozulur.
Biz zamanında hatayı kentleşme ve sanayileşmeyle yaptık. Onlar da köylerimizi mahalle yaptı köylü şehire göç ettirildi Avm’lere mahkum edildi, apartman katlarında doğasından koparıldı balkona çıkınca artık kuş, inek,koyun,at, eşek, köpek sesleri yerine sadece araba gürültüsüyle karşılaştı köylülerimiz.
Medeniyet diye bize betonları, metal arabaları, yapay ve hormonlu yiyecekleri dayattılar doğamızdan koparttılar.
Çocuk yapmayarak bu oyunu bozmak mümkün.
Kimse size zorla çocuk yapın diyemeyecek.
Madem Kapitalizm’le baş edemiyorsunuz en pasif eylem çocuk yapmamak ve ürememektir.
En azından kalan ormanlar otel için yakılmaz, evler için ağaçlar kesilmez, denizlerde her gün para için milyonlarca balık avlanmaz.
İşin en güzel yanı silah üretilmez, savaşlar çıkmaz, madenler için tarım alanları yok edilmez.
Organik köyler tekrar kurulabilir, nüfus azaldıkça insanlar köylerine dönüp yine doğayla, bahçesi, tarlasıyla, hayvanıyla baş başa olur.
Kapitalizmin gereksiz ve zararlı olduğu parfümler, kremler dayattığı çeşit çeşit giysiler, ayakkabılara artık ihtiyaç duyulmayacaktır.
Benden söylemesi

Metin İMER