34,7999$% 0.27
36,8294€% -0.07
44,4413£% -0.01
2.942,59%0,29
4.889,00%0,43
10.081,00%1,46
Her siyasi görüşün bir nihai hedefi vardır. Kimi kendine ekonomiyi öncü kabul edip, ideolojisini ekonomi politikalarıyla şekillendirir, kimi millet, kimi de ümmet birlikteliği üzerine politikalar üretir. Hangi ideoloji, hangi siyasi görüş olursa olsun, kendilerine bir hedef belirlemek zorundadırlar.
Peki doğru hedef nedir? Üretim araçlarının devletin elinde olduğu sosyalist ekonomiyi benimseyen beynelmilel komünizm mi, Türk devletlerinin birleşimiyle oluşturulması planlanan Turan mı, mütedeyyin kesimin ütopyası İslam Birliği mi, yoksa, İslam ahlakının tüm dünyada hüküm sürdüğü Nizam-ı Alem mi?
Her ideoloji, kendi savunanları tarafından en doğrusudur fakat doğru tektir. Yukarıda saydığım ideolojileri kısaca irdeleyip, doğrusunu bulmaya çalışalım.
Komünizm, iktisadi açıdan, en azından kapitalizme kıyasla, insan onuruna daha uygun olan sosyalist iktisat modelini benimsemiş olsa da, sınırsız, devletsiz bir model, Hucurat suresi 13. ayete aykırıdır, zira Allah, Hucurat suresi 13. ayette “Tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık” demektedir. Dünyada kağıt üstünde yaklaşık 2 milyar, tek bir ayetini bile inkar etmeyen, gerçek inanan kabaca 500 milyon Müslüman olduğunu kabul edelim. Bunların hiçbiri, Allah’ın ayetine aykırı bir idare modelini kabul etmeyecektir. Şimdi, ezici çoğunluk varken, 500 milyonun keyfi için Komünist idare modeline yanlış mı diyeceğiz dediğinizi duyar gibiyim. Hemen bunu da kısaca cevaplamaya çalışayım. Madem ki Müslüman nüfusun karşı gelmesi tatmin etmedi, Komünist Çin Halk Cumhuriyeti’nin, din kitaplarını sosyalizme göre yeniden yazdırdıklarını hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Sanırım kendi dinine bağlı milyarlarca insan, dinlerinin, ideolojiye uygun şekilde yeniden yazılmasını kabul etmeyecektir. Dünyadaki savaşların kahir ekseriyetinin din savaşları olduğunu göz önünde bulundurursak, Komünizm, dünyaya kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyecektir.
Enver Paşa’nın fikir babası olduğu, adına Turancılık denilen, Türk devletlerini tek bayrak altında toplama ülküsü ise, başta kulağa hoş gelse de, konjonktür, Turan’ın, ne Türkler ne de diğer dünya milletleri için çok da faydalı olmayacağını göstermektedir. Aynı tarihsel kökene, her ne kadar birbirimizi anlamasak da, en azından aynı dil grubuna, aynı kültüre sahip milletlerin, ekonomik, siyasi, askeri anlamda birlikte hareket etmeleri tabii ki güzel bir şey… Eğer bu birlikteliği, tek bayrak altına alıp kısıtlamazsak!
İslam Birliği de, bir diğer ideolojik hedef olarak karşımıza çıkmakta. Dünyada yaşayan, birbirinden farklı kültüre, dile, hatta mezhebe mensup yaklaşık 2 milyar insanı tek çatı altında birleştirmek, günümüz gerçekleriyle örtüşmeyen bir durumdur. Bir an için, halkının çoğu Şii olan, İran, Suriye, Lübnan gibi ülkelerin, an itibarı ile ABD güdümünde olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle birleştiğini varsayalım. Filistin, Doğu Türkistan, Myanmar gibi zulüm altındaki Müslümanlara yardım eli mi uzatırlar, yoksa birbirleriyle mi didişirler? İkinci seçenek mantığa daha yatkın gözüküyor. Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’nın önderliğinde kurulan D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, ümmete İslam Birliği’nden daha faydalı olmuştur.
İrdeleyeceğim son nihai hedef, dünyada İslam ahlakının hüküm sürdüğü, tüm insanlığa asr-ı saadeti vaadeden Nizam-ı Alem ülküsü. Bu hedefin birden gerçekleşmesi imkansıza yakın bir olasılıktır. İnsanın öncelikle kendi nefsini düzene sokması, sonra aile içi eğitimle başlayıp, milli eğitime kadar tüm müfredatın İslam ahlakına göre düzenlenmesi gerekmektedir. Daha sonra, günün şartlarına göre, Nizam-ı Alem’e hangi yoldan daha kısa varılacaksa, o yol izlenebilir. Türk Birliği, İslam Birliği vs. Nizam-ı Alem denilince, tüm dünyanın tek bayrak altında birleştirilmesi gibi bir durum algılanmamalıdır. Kimsenin inancına karışmadan, hoşgörü dini olan dinimizin hakkını veren bir idare şeklinin adıdır Nizam-ı Alem. Ne kapitalizmin sermaye sömürüsünün, ne sosyalizmin insanı robotlaştıran, kapitalizm kadar olmasa da, yine insan onuruna aykırı idare şeklinin olmadığı, kimsenin kimseyi sömürmediği, savaşsız, zengin bir dünya… Hayali bile güzel değil mi? Öyleyse soruma siz cevap verin… Hedef ne?
Barbaros SİRAL
Yeniden Atatürk, yeniden Türk devrimi – Oğuz Uçar
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.