Cumhuriyet’in hayrını hep birlikte göreceğiz – Serdar Okuyucu

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Çocukluğum’da duyardım darbe olmuş büyüdüm darbeler.. Cumhuriyet yönetiminde bütün vatandaşlar teorik olarak da olsa eşit haklara sahiptir.

Sahip olduğumuz hakları korumasını bilmiyorsak ve birileri gelip de bunları elimizden alabiliyorsa o zaman da cumhuriyete tam olarak ulaşmak için yürüyecek daha yolumuz var demektir. Mesala 15 Temmuz halen tam aydınlatılamasada sonuçta devlet yönetimine el koymaya çalışıldı. Eğer başarılı olunsaydı bizi kimin yönettiğini bilemeyecek sadece kukla olarak çıkarılan siyasetçileri izleyecektik! Belki de basın yayın yoluyla, kendilerini bizlere sevdireceklerdi kim olduğunu bilmeyecek kuklalar.. Türk devleti galip geldi ve bundan sonra böyle kalkışmalara son dedi! Bu devlet gücü 19 Mart sonrası tekrar sınandı bu defa karşıda postallar değil ana muhalefet partisi kullanıldı. Her nekadar ana muhalefet partisi genel başkanı kendilerine darbe yapıldığını ve cunta ifadelerinide kullansa’da halbuki darbe kalkışmasını sivil ellerde inşa etmeye hazırlanan marjinal güçler demeye gerek yok alalen ortada ilanı yapıldı ve bir destek ingiltere’den beklendi ki ” bizi bir anda yanlız yüz üstü bıraktınız ” dedi muhalefet başkanı(lideri diyemediğimiz için) Yani ey ahali duyduk duymadık demeyin seçim zamanı belirli bir zaman mekanizmasında işlerken daha yeni sayılır seçimden çıkmış ve bu yorgunluğu millet olarak yeni atmışken, seçime üç yıl var ve limon sandıklarını masa üstüne koyup helvacı kağıtlarına cumhurbaşkanı adayımız diye yazan bir zihniyet demokrasi yanıyor dedi.Seçim yapmışlar onaylamışlar ve dünya’ya ilan ediyoruz dediler! Yahu bu akıl alacak birşey değil üzüldüğüm ise %10 %15 arası destekleyen partizan yaklaşımlar oldu… Eğer ki güçlenmiş bir devlet yapımız olmasaydı vay halimize !!! Demek ki Cumhuriyet’in yaşanması için önce güçlü bir devlet yapısına ihtiyaç varmış!! Eğer ki darbeye kalkışan muhalefet başarılı olsaydı saman’dan inşa edilecek bir devlet mekanizması’na doğru gidecek ve bugün o yarın başkası çanta’da keklikti.

Bir ülkenin adının “cumhuriyet” olması yetmez. Eğer demokrasiyle birleştirilmemişse, demokrasi işlemiyorsa, insanlar eşit haklara sahip göründüğü halde bu haklarını kullanamıyorlarsa o sistem cumhuriyet olamaz. Eğer bir yönetim size özgürlüklerinizi, haklarınızı kullanma olanağı ve fırsatı vermiyorsa cumhuriyet zedelenmiştir.

Bugün “Cumhuriyet nedir?” diye kime sorsanız “Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimidir.” diye cevap verir ve doğrudur.  Çünkü bir bakıma cumhuriyet, seçme ve seçilme hakkı demektir. Cumhuriyette demokrasinin insanlara verdiği en önemli hak, yönetenleri özgürce seçebilmesidir. Biraz daha eksiklerimizi tamamlamak suretiyle tamamen bağımsız bir devletimiz variyet göstereceğine inanmakla birlikte; 1923’de ilan edilen Cumhuriyet zamanla işlevini kaybedip cunta ve diğer baskılara maruz kalmak suretiyle halklar arasında ulus kavramı erimiş ardından demokrasi ağır yaralar almıştır. Cumhuriyet, sözde ismiyle, günümüze gelmiş sağlamlaşması gereken en güzel fazilet olarak beklemektedir. Uzun sürmez sanırım 29 Ekim 2025 mi olur 2027 mi bilemem ama sanırım CUMHURİYET’i Recep Tayyip Erdoğan yeniden ilan edecek ve bu ilan edilen Cumhuriyet, devlet’in gücü ve halklar’ın bir ve bütün ulus kavramıyla daha sağlam bir şekilde yaşam zemini bulacaktır. Tabiki bunun için ülkemizde siyasi partiler yasası tekrar gözden geçirilmeli 19 Mart’dan sonra ülkede kaos isteyen ülke ekonomisine büyük darbe vuran şahıslar’a siyaset yasağı mutlak getirilmelidir ve bu öyle yaptırıcı hal almalıdır ki seçim zamanı esası mutlak bir hal almalıdır. Milli müdafaa dışında ülke ve milletin huzurunu bozacak vakitsiz öten horoz telef olacağını bilmelidir. Muhalefet’in ilk vazifesi iktidar’ın hatalarına telafi yolları sunmak ve doğrularına desteği esirgememektir. Siyaset bir bilimdir bu bilim’in ilkesi ise vatan ve millet sevdasıdır. İlkesiz siyaset artık yeni Cumhuriyette barınamamalıdır.